Elindekilerin Kıymetini Bil!
2 posters
Supernatural RP :: Başlarken... :: RP :: Puanlama
1 sayfadaki 1 sayfası
Elindekilerin Kıymetini Bil!
''Eee nasıl buldun??'' dedi Nick.
''Hmm.Ne desem ki?'' dedim dalga geçerek.
'' Muhteşem ve süper bir ev beni buraya getirdiğin için çok sağol Nick deyip boynuma atlayabilirsin.'' dedi muzipçe.
''Ahh..Biraz değiş! Küçük egoist!'' dedim ve yüzüne bir yastık fırlattım. Havada güçlükle yakaladı.Biraz fazla güçlü atmıştım sanırım.
''Bana mı diyorsun?!'' dedi ve o da bir yastık fırlattı.Yakalamama gerek kalmadan koltuğa düştü.
''Her neyse..Lenny nerede?''
''Akademi'de.Sanırım Eric'le buluştu.Çünkü fazla bir işi yoktu.'' dedi saatine bakarken.
''Lenny iyi mi Nick?''
''İyi olmaya başladı.Abisinin bir Strigoi olduğuna hala alışamadı ama.''
''Bende..'' dedim dürüstçe.
''Aaa yapma ama! Sadece günün belli saatlerinde Moroilerden biraz daha fazla kan içiyorum o kadar.Gene eski Nick'im.''
''Aslında haklısın.''
''Biraz dinlenmek ister misin?''
''Evet,fena olmaz.'' dedim. Nick ayağa kalktı ve yukarı çıktık.Odamı gösterdi.
''Odan burası dostum.Keyfine bak! Biz zaten uyumuyoruz.İstediğin zaman beni çağır ve..''
''Nick.Sağol dostum.'' dedim ve kapıyı kapattım. Gülerek aşağıya indi. Bende yatağa yığıldım ve derin bir uykuya daldım. Fakat Uyumam bir anda olduğu için uyanmam da yanı şekilde oldu. Aşağıdan tıkırtılar duydum. Nick gene ne yapıyordu böyle? Üzerime eşofmanlarımı giydim ve aşağıya indim. Nick koltuğun üzerinde tedirgin bir şekilde oturuyordu.
''Neler oluyor?'' dedim.
''Şşş.''
''Sorun nedir?'' dedim. Endişelenmiştim.
''Ele kılıçların yanında mı?''
''Evet.Yukarıda. Nick neler oluyor?''
''Onlara ihtiyacın olacak Ele. Yakındalar.'' dedi. Tetikteydi. Strigoiler sanırım intikam almaya gelmişlerdi.Burayı nasıl bulmuşlardı ki?Biz bunları düşünürken kapı gıcırtıları ile irkildik. Nick'te bende kendimizi savunmak için hazırlandık. Kapı bir kaç kez daha gıcırdadı.
''Bu bir Strigoi değil.'' dedi Nick ve kapıyı Lenobia açtı.
''Ele! Selam! Seni burada görmek çok..''
''Şşş!'' dedi Nick.
''Neler oluyor?''
''Eleanor burada bekleyin ben gidip kılıçlarını alacağım.'' dedi Nick.
''Kaplarında,kapının arkasında.'' dedim o da başını salladı ve hızlı adımlarla yukarı çıktı.
''Neler oluyor Ele?'' dedi Lenobia.
''Yakınlarda Strigoiler var.Nick'ten intikam almaya geldiler sanırım.'' dedim. O sırada Nick geldi. Kılıçlarımı almak için yanına gittim. Kaplarında duruyorlardı. Onları Nick'ten aldım. Ellerime alır almaz anılarım aklıma geldi. Sanki onları tekrar yaşıyordum. 1 ay önce öldürdüğüm Strigoi.. Duraksadım. Artık ağlamayacaktım.. Bu düşüncelerden kurtulmak istiyordum ama yapamıyordum.. Yaklaşık 5 dakika sonra beni düşüncelerimden ayıran camın kırılma sesiydi… Aynı anda tek bir hareketle kılıçlarımın ikisini de kalıplarından çıkardım. Hepimiz savunma moduna geçtik.
4 tanelerdi. Hepsi yaşlı ve tecrübelilerdi. Hepimiz savunmadaydık ve tetikteydik. Birisi Lenny'nin üzerine atladı. Biride benim. Önce dayanılmaz bir acı hissettim. Çığlık attım. Strigoi'nin yüzündeki hain gülümsemeyi gördüm. Tanrım.. Canım çok fena yanıyordu ve dayanılmazdı. Kılıçlarımın birisini kullanarak boynunu kestim. Ölmüştü. 2. Strigoimi öldürmüştüm.. Bu artık bana gurur vermeye başlamıştı. Ama canım feci derecede yanıyordu. Nick diğer 2'sinin işini bitirdi. Lenny'de güvenlik çemberi kurmaya gitti. Canım hala çok yanıyordu. Başım dönmeye başlamıştı..
''Sen iyi misin Ele?'' dedi Nick.
''S-Sanırım..Oturmam gerek.'' Başım fena halde dönüyordu. O lanet olası Strigoi bana ne yapmıştı böyle?
''Ben avlanmaya gidiyorum sonra dönerim.'' dedi Nick. Kafamı zorlukla salladım. Nick gitti. Evde tek başımaydım. Başım daha da çok dönmeye başladı. Artık önümdekileri göremiyordum. Her şey bulanıktı. Sanki Dünya benim çevremde 2 kat daha hızlı dönüyordu. Yukarıya çıkıp dinlensem iyi olacaktı. Biraz güç topladım ve ayağa kalktım. İşte o zaman olan oldu. Dengemi kaybettim ve yere yığıldım…
Hayal meyal hatırlıyorum olanları... Tek hatırladığım ve yaşamakta olduğum şey bedenimi hatta ruhumu bile saran o dayanılmaz acı. Artık anlamıştım. O Strigoi beni ısırmıştı. Kapı sesi duydum bir ara. Kimin olduğunu göremedim. Acı içinde kıvranıyordum öylece yerde. Bir ara acım yavaşladı. Sonra tekrar eskisi gibi oldu. Çığlık atıyor ve inliyordum. Biraz daha geç kalırsam Strigoi olacaktım ve bunu istemiyordum. Hissettiğim ikinci şey artık yerde olmadığımdı. Koltuktaydım ama o bile şuan bana çok sert geliyordu. Sanırım dönüşüm müdahele edilmekdikçe kaçınılmazdı..
~~ 2 Saat Sonra ~~
Bayılmak en iğrenç şeydi. En son Nick'e beni dönüştürmesini söylemiştim ve gerisini hatırlamıyordum. Bir Strigoimi olmuştum? Bedenimde bir yanma yoktu ya da kana ihtiyaç duymuyordum. Ama herşey olabilirdi.. Gözlerimi açarsam gerçeklerle yüzleşme korkusunu yaşayacaktım. Ama elden ne gelirdi ki? Yavaş yavaş gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şey Nick'ti. Başucuma oturmuş bekliyordu. Lenobia ortalarda yoktu. Gözlerimi açtığımı görmüştü Nick.
''Ele??'' dedi. Konuşabilmeye gücüm yoktu ama ona iyi olduğumu söylemeliydim.
''M-Merhaba..'' dedim yorgun ve cılız bir sesle. Gülümsedi. Hayattaydım ve eskisi gibiydim.
''Merhaba..'' Kolum sargılıydı.
''Kendini kontrol edebilmişsin.'' dedim. Nick zehirli olan kanı içmişti.
''Pek kolay olmadı. Aslında.. Lenny olmasaydı..''
''Şşş.Ben sana güveniyordum zaten..''
''Sağol Ele.. İyiki benim dostumsun. '' dedi ve gülümsedi. Bende karşılık verdim. O sırada Lenny geldi.
''Ele? Uyanmışsın.'' dedi mutlulukla. Ona da aynı şekilde gülümsedim.Tekrar normale dönmek çok güzeldi. Yaşamla ölüm arasında gidip gelmek bana çok şey katmıştı.
İlki elindekilerin kıymetini bilmek…
Bir kaç gün sonra
Gitme vakti gelmişti… Moralim ve psikolojim hala çökük olmasına rağmen eskisi kadar değildi. Artık tecrübeliydim. Nick'e gideceğimi söyledim ve hayal kırıklığına uğradı ama gitmeliydim. Yukarı çıkıp eşyalarımı topladım. Sonra aşağıya indim. Nick ve Lenny oturuyordu ve beni bekliyorlardı ama Nick hafif hüzünlü ve sinirliydi. Lenobia da sanki bundan pişmanmış gibiydi. Sanırım ben yukarıdayken bir şeyler olmuştu. ''Nick? Lenny? Ne oluyor?'' dedim merakla. Nick bana bakmadı bile.
''Hiçbir şey Ele. Hadi biz arabaya gidelim.'' dedi Lenobia.
''Nick?'' dedim. Emin olmak istiyordum.''Bir şey yok Ele. Senin gitmen dışında. Dostum sana çok alıştım.'' dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım.''Ahh. Yapma ama! Sanki bir daha hiç gelmeyecekmişim gibi konuşma.'' dedim ve bende kapıya yöneldim. Nick arabanın anahtarlarını aldı ve kapıyı kapattı. Hepimiz arabadaydık. Nick arabayı çalıştırdı ve gitmeden son bir kez arabanın camından eve baktım...[
/i]
''Hmm.Ne desem ki?'' dedim dalga geçerek.
'' Muhteşem ve süper bir ev beni buraya getirdiğin için çok sağol Nick deyip boynuma atlayabilirsin.'' dedi muzipçe.
''Ahh..Biraz değiş! Küçük egoist!'' dedim ve yüzüne bir yastık fırlattım. Havada güçlükle yakaladı.Biraz fazla güçlü atmıştım sanırım.
''Bana mı diyorsun?!'' dedi ve o da bir yastık fırlattı.Yakalamama gerek kalmadan koltuğa düştü.
''Her neyse..Lenny nerede?''
''Akademi'de.Sanırım Eric'le buluştu.Çünkü fazla bir işi yoktu.'' dedi saatine bakarken.
''Lenny iyi mi Nick?''
''İyi olmaya başladı.Abisinin bir Strigoi olduğuna hala alışamadı ama.''
''Bende..'' dedim dürüstçe.
''Aaa yapma ama! Sadece günün belli saatlerinde Moroilerden biraz daha fazla kan içiyorum o kadar.Gene eski Nick'im.''
''Aslında haklısın.''
''Biraz dinlenmek ister misin?''
''Evet,fena olmaz.'' dedim. Nick ayağa kalktı ve yukarı çıktık.Odamı gösterdi.
''Odan burası dostum.Keyfine bak! Biz zaten uyumuyoruz.İstediğin zaman beni çağır ve..''
''Nick.Sağol dostum.'' dedim ve kapıyı kapattım. Gülerek aşağıya indi. Bende yatağa yığıldım ve derin bir uykuya daldım. Fakat Uyumam bir anda olduğu için uyanmam da yanı şekilde oldu. Aşağıdan tıkırtılar duydum. Nick gene ne yapıyordu böyle? Üzerime eşofmanlarımı giydim ve aşağıya indim. Nick koltuğun üzerinde tedirgin bir şekilde oturuyordu.
''Neler oluyor?'' dedim.
''Şşş.''
''Sorun nedir?'' dedim. Endişelenmiştim.
''Ele kılıçların yanında mı?''
''Evet.Yukarıda. Nick neler oluyor?''
''Onlara ihtiyacın olacak Ele. Yakındalar.'' dedi. Tetikteydi. Strigoiler sanırım intikam almaya gelmişlerdi.Burayı nasıl bulmuşlardı ki?Biz bunları düşünürken kapı gıcırtıları ile irkildik. Nick'te bende kendimizi savunmak için hazırlandık. Kapı bir kaç kez daha gıcırdadı.
''Bu bir Strigoi değil.'' dedi Nick ve kapıyı Lenobia açtı.
''Ele! Selam! Seni burada görmek çok..''
''Şşş!'' dedi Nick.
''Neler oluyor?''
''Eleanor burada bekleyin ben gidip kılıçlarını alacağım.'' dedi Nick.
''Kaplarında,kapının arkasında.'' dedim o da başını salladı ve hızlı adımlarla yukarı çıktı.
''Neler oluyor Ele?'' dedi Lenobia.
''Yakınlarda Strigoiler var.Nick'ten intikam almaya geldiler sanırım.'' dedim. O sırada Nick geldi. Kılıçlarımı almak için yanına gittim. Kaplarında duruyorlardı. Onları Nick'ten aldım. Ellerime alır almaz anılarım aklıma geldi. Sanki onları tekrar yaşıyordum. 1 ay önce öldürdüğüm Strigoi.. Duraksadım. Artık ağlamayacaktım.. Bu düşüncelerden kurtulmak istiyordum ama yapamıyordum.. Yaklaşık 5 dakika sonra beni düşüncelerimden ayıran camın kırılma sesiydi… Aynı anda tek bir hareketle kılıçlarımın ikisini de kalıplarından çıkardım. Hepimiz savunma moduna geçtik.
4 tanelerdi. Hepsi yaşlı ve tecrübelilerdi. Hepimiz savunmadaydık ve tetikteydik. Birisi Lenny'nin üzerine atladı. Biride benim. Önce dayanılmaz bir acı hissettim. Çığlık attım. Strigoi'nin yüzündeki hain gülümsemeyi gördüm. Tanrım.. Canım çok fena yanıyordu ve dayanılmazdı. Kılıçlarımın birisini kullanarak boynunu kestim. Ölmüştü. 2. Strigoimi öldürmüştüm.. Bu artık bana gurur vermeye başlamıştı. Ama canım feci derecede yanıyordu. Nick diğer 2'sinin işini bitirdi. Lenny'de güvenlik çemberi kurmaya gitti. Canım hala çok yanıyordu. Başım dönmeye başlamıştı..
''Sen iyi misin Ele?'' dedi Nick.
''S-Sanırım..Oturmam gerek.'' Başım fena halde dönüyordu. O lanet olası Strigoi bana ne yapmıştı böyle?
''Ben avlanmaya gidiyorum sonra dönerim.'' dedi Nick. Kafamı zorlukla salladım. Nick gitti. Evde tek başımaydım. Başım daha da çok dönmeye başladı. Artık önümdekileri göremiyordum. Her şey bulanıktı. Sanki Dünya benim çevremde 2 kat daha hızlı dönüyordu. Yukarıya çıkıp dinlensem iyi olacaktı. Biraz güç topladım ve ayağa kalktım. İşte o zaman olan oldu. Dengemi kaybettim ve yere yığıldım…
Hayal meyal hatırlıyorum olanları... Tek hatırladığım ve yaşamakta olduğum şey bedenimi hatta ruhumu bile saran o dayanılmaz acı. Artık anlamıştım. O Strigoi beni ısırmıştı. Kapı sesi duydum bir ara. Kimin olduğunu göremedim. Acı içinde kıvranıyordum öylece yerde. Bir ara acım yavaşladı. Sonra tekrar eskisi gibi oldu. Çığlık atıyor ve inliyordum. Biraz daha geç kalırsam Strigoi olacaktım ve bunu istemiyordum. Hissettiğim ikinci şey artık yerde olmadığımdı. Koltuktaydım ama o bile şuan bana çok sert geliyordu. Sanırım dönüşüm müdahele edilmekdikçe kaçınılmazdı..
~~ 2 Saat Sonra ~~
Bayılmak en iğrenç şeydi. En son Nick'e beni dönüştürmesini söylemiştim ve gerisini hatırlamıyordum. Bir Strigoimi olmuştum? Bedenimde bir yanma yoktu ya da kana ihtiyaç duymuyordum. Ama herşey olabilirdi.. Gözlerimi açarsam gerçeklerle yüzleşme korkusunu yaşayacaktım. Ama elden ne gelirdi ki? Yavaş yavaş gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şey Nick'ti. Başucuma oturmuş bekliyordu. Lenobia ortalarda yoktu. Gözlerimi açtığımı görmüştü Nick.
''Ele??'' dedi. Konuşabilmeye gücüm yoktu ama ona iyi olduğumu söylemeliydim.
''M-Merhaba..'' dedim yorgun ve cılız bir sesle. Gülümsedi. Hayattaydım ve eskisi gibiydim.
''Merhaba..'' Kolum sargılıydı.
''Kendini kontrol edebilmişsin.'' dedim. Nick zehirli olan kanı içmişti.
''Pek kolay olmadı. Aslında.. Lenny olmasaydı..''
''Şşş.Ben sana güveniyordum zaten..''
''Sağol Ele.. İyiki benim dostumsun. '' dedi ve gülümsedi. Bende karşılık verdim. O sırada Lenny geldi.
''Ele? Uyanmışsın.'' dedi mutlulukla. Ona da aynı şekilde gülümsedim.Tekrar normale dönmek çok güzeldi. Yaşamla ölüm arasında gidip gelmek bana çok şey katmıştı.
İlki elindekilerin kıymetini bilmek…
Bir kaç gün sonra
Gitme vakti gelmişti… Moralim ve psikolojim hala çökük olmasına rağmen eskisi kadar değildi. Artık tecrübeliydim. Nick'e gideceğimi söyledim ve hayal kırıklığına uğradı ama gitmeliydim. Yukarı çıkıp eşyalarımı topladım. Sonra aşağıya indim. Nick ve Lenny oturuyordu ve beni bekliyorlardı ama Nick hafif hüzünlü ve sinirliydi. Lenobia da sanki bundan pişmanmış gibiydi. Sanırım ben yukarıdayken bir şeyler olmuştu. ''Nick? Lenny? Ne oluyor?'' dedim merakla. Nick bana bakmadı bile.
''Hiçbir şey Ele. Hadi biz arabaya gidelim.'' dedi Lenobia.
''Nick?'' dedim. Emin olmak istiyordum.''Bir şey yok Ele. Senin gitmen dışında. Dostum sana çok alıştım.'' dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım.''Ahh. Yapma ama! Sanki bir daha hiç gelmeyecekmişim gibi konuşma.'' dedim ve bende kapıya yöneldim. Nick arabanın anahtarlarını aldı ve kapıyı kapattı. Hepimiz arabadaydık. Nick arabayı çalıştırdı ve gitmeden son bir kez arabanın camından eve baktım...[
/i]
A. Eleanor Hathaway- Yönetici ~ Hayalet
- Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 13/11/10
Nerden : Mississippi
Geri: Elindekilerin Kıymetini Bil!
Kurgu ~ 10
Betimleme ~ 10
Renklendirme ~ 10
Uzunluk ~ 10
Akıcılık ~ 15
İmlâ ~ 15
Toplam ~ 70!
Betimleme ~ 10
Renklendirme ~ 10
Uzunluk ~ 10
Akıcılık ~ 15
İmlâ ~ 15
Toplam ~ 70!
Supernatural RP :: Başlarken... :: RP :: Puanlama
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz