Supernatural RP
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

~Aynadaki Yansıma~

2 posters

Aşağa gitmek

~Aynadaki Yansıma~ Empty ~Aynadaki Yansıma~

Mesaj tarafından Aya Estella O'fieme Perş. Kas. 11, 2010 2:47 am

Outta: Söyleyeyim dedim desu, konusu reenkarnasyon gibi bir şey. Biraz manasız bi rp olduğundan konusunu anlaşılamayabiliyor, ilgililere arz ederim v.v"

Aynadaki bana usulca göz gezdiriyordum. Kahverengiyle olgun portakal kızıllığı arasındaki rengin üzerinde şeftalimsi altın boyamaların bulunduğu elbise vardı üzerinde. Saten kumaş, aşığının kollarında kıkırdayan şehvetli bir zampara gibi bu zenginliğin pırıltılarıyla sanki yaramazca fingirdeşiyordu. Başparmak kalınlığındaki bu elbiseden en az dört tane oldukça mütevazı elbise daha çıkabilirdi.O yılların son modası olan yeleğinin önü kısaltılmıştı ve şeffaf gömleğin arasından görünen bereketli gerçek, insanda bin bir arzu uyandırıyordu. Sağ elinin işaret ve başparmağı ile çekiştirdiği, al yanaklarının yanına düşen kalın bir bukleyi çekiştiriyordu. Başındaki vişne çürüğü rengindeki küçük şapka buklelerinin arasına iliştirilmiş, ahenkle dans eden saçlarının arasında bir kısmı neredeyse kaybolmuştu. Şapkanın üzerindeki turuncu iplikten süslemeler, danteller hep el oymasıydı. Arkaya yatmış tavus kuşunu andıran tüylerin ön kısmından, gözlerinin altına kadar yüzünü kapatan şapkadan çıktıkça turuncudan giderek rengi siyaha dönen tülün altında parlayan bir çift kehribar rengi göz, hınzırca beni süzüyordu. Bense sadece, oyununa istediği rolde ortak olabiliyordum...

-Kimsin sen?
Parlayan, vişne rengi dudakları yukarı doğru kıvrılırken tüylerim diken diken olmuştu. İlk başta hınzır gülüşleri kulaklarıma sadece genç bir kızın umarsız fakat beklenti dolu sesini hatırlatsa da, giderek çirkinleşen kahkaha, içimi karartmaya yetmişti. Bu ses, bana mı aitti? Elim sol göğsümün üzerine giderken, yüreğimin bir kuş tüyü kadar hafiflediğini hissedebiliyordum. Her atışında, arındırılmış kanımın dolandığı her damarımda o tanımadığım, hoş boşluk, beni biraz daha etkisi altına almaya yetiyordu. Fakat alışık değildim... Ben, günahsız bir sabi değil, yüreği ana karnında kalmış bir cesettim ancak. Bir cenin. Geleceğinde asılmaya kalmadan kendi kordonunda hayat veren bir cenin. Daha doğmadan insanlara üzüntü verebilecek, annesinin helallik sütünü emememiş bir yavruydum ben.. Tanrı, ruhumu tekrar yanına çağırmıştı. Bunları dünyadaki koruyucularıma anlatamaamm ne büyük talihsizlikti! Ve çocukluğum...
Ah, o, acılarla dolu çocukluğum!... Etnik çatışmalarda sarı hummaya yakalanıp parça parça dökülen ve oluk oluk irin akan bedenimde, daha çok bir yaşlı gibiydim.Tutam tutam tolunmuş saçlarım bir kağıt misali yanarken tek gözümün ayaklarımın önünde yuvarlandığını, bir kez daha akan kan ve irin karışımını görünce biçare yakarışlarımı hatırlıyordum. Ah, o günler... O günleri asla yad edemeyecektim.
Hiçbir zaman bir delikanlının gönlünü fethedemeyecektim; etrafını kayalık surlarla örülü, dışarıda delice akan nehrin bulunduğu bir dünyanın küçük prensesi olamayacaktım. Hiçkimse beni 'manolyam' diye çağırmayacaktı, 'gül kokulum' diye...
Belki de, benim çocuğum da, benim gibi kendi kendine konuşacak, belki benim gibi olacaktı. Bu, benim kaderimde mi vardı? Ölmek, öldürülmek... Acıyı görmek ve hissetmek, şeytanın bir oyunu muydu yoksa Tanrı'nın bana yakıştırdığı bu muydu?
-Peki, günahım neydi benim?!
Arsızca gülen kız sesini uavaş yavaş alçaltıp sonunda durularak kehribar rengi gözlerini bana dikti. İşte o zaman süzebildim yüzünü. Yay gibi kaşları sinsice çatılmış, dolgun dudakları yarım açık ve nazlı bir gülücükle taçlandırılmış, uzun kirpikleri kaşlarına değin uzun ve siyahtı. Gözlerinin arasındaki gri olması gereken saçaklar, kırmızıydı artık. Dudaklarındaki gülücük genişledi, giderek tüm dişleri ortaya çıktı. Son bir gülüş, karanlığımı yok etmeye yetmişti. ' Seni küçük... ' Melodik sesini ilk duyduğumda irkilmiştim, bedenimin en ücra köşelerindeki hücrelerimin bile uyandığını hissedebiliyordum. Pırıl pırıl, acı ve öfke doluydu; kan kusuyordu adeta, bir Tanrı'nın günah çıkarması kadar kudretli ve muhteşemdi. Kulaklarda kristal bir çığlık... Ve bir kaynaktan doğup çağıl çağıl akan su misali doğal, zorlanmadan, öylece... Bu imkansızı, karşımdaki sabi görünüşlü kız mı gerçekleştiriyordu yani? Ben mi gerçekleştiriyordum? Bir kastrato... Kutsal Papa bile onun günahkar sesini duyduğunda kendi korosu için böyle birini aramaya başlardı. Genç kızın boynu seğirdiğinde, tazeliğini çoktan yitirmiş kırış kırış gerdanı görünmüştü. Altın işlemeli eldivenini parmak ucundan tutup çıkarırken, kurumun derisi bana her yaklaştığında biraz daha parçalanıyor gibiydi. Dökülüyor, un ufak oluyor, altımdaki sonsuzlukta yeni bir beden bulup canlanıyordu. Bu...
Gözümü alan ışıktan korunmak için daha parmaklarımın oluşmadığı elimi gözlerime siper ettim. Ve o anda, yumru biçimindeki elimden uzanan uzuvlar, ince ve narin beş parmağı oluşturuverdi. Bel kemiğimin uzadığını ve irileştiğini hissedebiliyordum. Arada birkaç kemiğim yitip gidiyor, saçlarımın köklerinden çıkıp uzarlarken çıkardığı hışırtıyı, güz vakti bir ormandaymışcasına duyuyordum; öylesine doğal, öylesine çağıl çağıl akan bir su gibi... Kulaklarımı dolduran bu sözler eşiğinde gözlerimi açtığımda, kahverengi buklelerimi, benim gibi havada süzülüyor, fakat yine de dağılıp bozulmuyorken görmüştüm. Kollarıma baktım. Kahverengi ve olgun portakal kızıllığı rengindeki kumaşın üzerine vişne çürüğü boyamalar eklenmişti. Gözümün önüne düşen ve turuncudan beyaza giden renkteki tülümü uzun parmaklı elimle arkaya doğru alıp kıvırdım. Gözlerimi bir güneş gibi parlayan cisme dikmiştim. Bir cenin... Ağzım yarım açık, gülümsedim. Fakat bakışlarımda bu sefer korkutuculuk yoktu. Etkilenmişlik, hayranlık ve tapılası açık gri saçaklardan yayılan şefkat vardı.
-Gitme zamanı, küçüğüm...
Ellerimi iki yana doğru kaldırdığımda, omurgamdan geçip derimin altından oluşan kanatlarıma hayranlıkla baktım. Küçük cenin kendi geleceğine gidip beni oluştururken, kaybolan ışığın altında karanlığa gömülmemiştim. Bu sefer, acı ve kederin ne olduğunu bilmeyecektim. Bu sefer her şeyin en iyisini hak ediyor olacaktım. Bu sefer, bu sefer ben...
Aya Estella O'fieme
Aya Estella O'fieme
Melek
Melek

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 08/11/10
Nerden : Kriptondan v.v"

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~Aynadaki Yansıma~ Empty Geri: ~Aynadaki Yansıma~

Mesaj tarafından Victoria Huffington Perş. Kas. 11, 2010 7:15 am

Kurgu ~ 15
Betimleme ~ 20
Renklendirme ~ 10
Uzunluk ~ 10
Akıcılık ~ 20
İmlâ ~ 20

Toplam ~ 95!
Victoria Huffington
Victoria Huffington
Yönetici ~ Avcı
Yönetici ~ Avcı

Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 27/10/10

https://supernaturalrp.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz