Kıyametin İçinde Kıyamet
1 sayfadaki 1 sayfası
Kıyametin İçinde Kıyamet
Dünyaya tam bir kaos hakim.
Lucifer, çocukları onun emriyle dünyayı kanatırken, oturduğu koltuktan izliyor her şeyi. Düşen melekler artar ve bazıları Şeytan’ın safına katılırken, yeni bir tür daha çıkıyor ortaya: Düşmüş İblisler. Karanlık çukurdan, kandan ve acıdan bıkan iblisler, kendilerini dünyaya atıp insanlar gibi yaşıyor; sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalışıyor, akşamlarını televizyon başında geçiriyorlar.
Şimdiye kadar ölen yaratıklar dışında kimsenin işinin düşmediği Araf, tekrar gözde. İblisler, bazı güçlü atalarını ve çeşitli yaratıkları oradan çıkarmaya çalışırken, çoğunluk onlara yardım ediyor: İblisler tarafından yönetilen Cadılar Konseyi, vampirleri, hayaletleri ve şekil değiştirenleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Başarılı oldukları söylenebilir.
Bu gelişmeler karşısında, bir Avcı Konseyi kuruldu. Amaçları, Araf’tan dönenleri engellemek ve Lucifer tarafından korunan Colt’u tekrar ele geçirmek. İki konseyde de, fark edildikleri anda acımasızca öldürülen casuslar var. Tüm Avcı’lar konseye tamamen bağlı sayılmaz; tek çalışanlar, çıkarları doğrultusunda oraya uğrayanlar da var. Hatta konseyde bazı Düşmüş İblisler bile yer almakta.
İnsanların hala olanlardan bir haberi yok; başlarını kuma o kadar derin gömmüşler ki, herhalde bir daha çıkaramazlar. İblisler tarafından ele geçirilmiş olanlar bile gözlerini yumuyor. Bazıları ise, her şeyin kısmen farkında. Polisler avcıların yakasını bırakmıyor, kim bilir kaç avcı haksız yere hapse atılıyor veya ‘meşru müdafaa’ aşığı polisler tarafından öldürülüyor.
Ya ben? Ben, uzun zaman önce yarattıklarımı umursamayı kestim. Bazılarının hala ortaya çıkıp her şeyi düzeltmemi ve onları ‘normal’ hayatlarına döndürmemi istediğini biliyorum, fakat bunu yapsam bile –ki yapmayacağım– tatmin olmayacaklar. Hiç olmadılar ki!
Lucifer, çocukları onun emriyle dünyayı kanatırken, oturduğu koltuktan izliyor her şeyi. Düşen melekler artar ve bazıları Şeytan’ın safına katılırken, yeni bir tür daha çıkıyor ortaya: Düşmüş İblisler. Karanlık çukurdan, kandan ve acıdan bıkan iblisler, kendilerini dünyaya atıp insanlar gibi yaşıyor; sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalışıyor, akşamlarını televizyon başında geçiriyorlar.
Şimdiye kadar ölen yaratıklar dışında kimsenin işinin düşmediği Araf, tekrar gözde. İblisler, bazı güçlü atalarını ve çeşitli yaratıkları oradan çıkarmaya çalışırken, çoğunluk onlara yardım ediyor: İblisler tarafından yönetilen Cadılar Konseyi, vampirleri, hayaletleri ve şekil değiştirenleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Başarılı oldukları söylenebilir.
Bu gelişmeler karşısında, bir Avcı Konseyi kuruldu. Amaçları, Araf’tan dönenleri engellemek ve Lucifer tarafından korunan Colt’u tekrar ele geçirmek. İki konseyde de, fark edildikleri anda acımasızca öldürülen casuslar var. Tüm Avcı’lar konseye tamamen bağlı sayılmaz; tek çalışanlar, çıkarları doğrultusunda oraya uğrayanlar da var. Hatta konseyde bazı Düşmüş İblisler bile yer almakta.
İnsanların hala olanlardan bir haberi yok; başlarını kuma o kadar derin gömmüşler ki, herhalde bir daha çıkaramazlar. İblisler tarafından ele geçirilmiş olanlar bile gözlerini yumuyor. Bazıları ise, her şeyin kısmen farkında. Polisler avcıların yakasını bırakmıyor, kim bilir kaç avcı haksız yere hapse atılıyor veya ‘meşru müdafaa’ aşığı polisler tarafından öldürülüyor.
Ya ben? Ben, uzun zaman önce yarattıklarımı umursamayı kestim. Bazılarının hala ortaya çıkıp her şeyi düzeltmemi ve onları ‘normal’ hayatlarına döndürmemi istediğini biliyorum, fakat bunu yapsam bile –ki yapmayacağım– tatmin olmayacaklar. Hiç olmadılar ki!
Tanrı- Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 05/12/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz